Doğru Bilginin yaşam bulmuş halidir BİLGELİK…
Bilgeliğin bu şekilde tanımını yaparken öncelikle anlaşılması lazım bence, doğru bilgi derken neleri kastediyoruz?
Hepimizin de gözlemlediği üzere içinde yaşadığımız çağ birçok bilginin kolaylıkla erişilebilirliğini ortaya çıkarmıştır. Aklımıza takılan hemen hemen her konuyu, merak ettiğimiz her şeyi hiç zaman kaybetmeden ve parmaklarımızı çalıştırmak dışında çok da emek vermeden hemen oracıkta ellerimizdeki “akıllı” aletlere sorup da cevaplar alabiliyoruz. Bu durumun iyi mi kötü mü veya yararlı mı yararsız mı olduğu koşullara ve duruma göre tartışılır tabi ki. Tam da bu noktada aklımızı “akıllı” aletlere havale etmemizin bizi insan yapan gerçek aklımızı ne derecede etkilediği üzerine düşünmemiz gerektiğini de hatırlatmadan geçemeyeceğim.
Gelelim yeniden bilgi konusuna… Bilginin çok fazla ve kolay ulaşılabilir olduğundan bahsetmiştik. Bu noktada bilgi dediğimiz şey bir video da olabilir, bir kitap da, akademik bir çalışma, yediğimiz bir yemek, selamlaştığımız bir arkadaş veya bir kişinin hayatının karesini içeren görsel de olabilir, dolayısıyla beynimizin farkında olsak da olmasak da tepki verdiği her türlü veri bilgidir aslında. Ve şimdi düşünün gün içerisinde ne derecede bilgiye maruz kalıyoruz. Fazladan yüklenen sinir sistemi aldığı bilgileri sindirip, gerekeni saklayıp, gerekmeyeni def etme döngüsünü tamamlamaya gücü yetiyor mu acaba? Yaşam tarzlarımız ve dünyanın bizden beklentileri çok bilen ama sindirim, hazım, def etme, faydalı olanı saklayıp yayabilme becerisine sahip olmayan (hem bedensel, hem nörobilişsel anlamda) robotların üretimine katkıda bulunuyor. Bilgi dediğimiz bu önemli değer aslında kendi değerini kaybederek karşımıza çıkıyor.
Tam bu noktada Bilgelik kavramını açıklamak yerinde olacaktır. Yukarıda anlatılanlardan yola çıkarak söyleyebilirim ki, Bilgelik yaşamımızda gerektiğinde elde edebildiğimiz, ihtiyacımız olanı ve kaldırabileceğimiz kadarını sindirip, hazmedip ve ihtiyacımızdan fazlasını ve gereksiz olanları da def edebildiğimiz, geri kalan faydalılık oranı yüksek olanı ise uygulayarak çevreye yayabildiğimiz Bilgiden ibarettir. Yani Bilgelik, bilgiyi hem anlayıp hem de yaşamımıza geçirdiğimiz, bu süreçte de her anlamda geliştiğimiz ve bununla beraber de çevremize de faydalılık ilkesine dayanarak aktarabilmektir. O zaman ilk başta sorulan sorunun yanıtı da ortaya çıkmış oluyor sanırım. Doğru bilgi çok bilgi veya herkesin kullandığı bilgi değil, kişinin taşıyabildiği ve yaşamına aktarabildiği bilgidir.
“Bilgelik yolunda neler yapabiliriz” diye soru geçebilir aklınızdan, bu konuda daha çok konuşacağız ilerleyen yazı ve videolarda. Şimdilik sadece bakın bakalım, hayatınızdaki bilgi fazlalıkları nelerdir ve sizi nerelerde engelliyor, durduruyor, yoruyor.
Sevgilerimle,
Pervin AHMEDOVA
#pervinahmedova #kadincalismalari #perinatalpsikoloji #kadın #kadıntürkiye #toplumsalcinsiyet #varoluşunaynasindakadin #kadinpratikleri #doktoraöğrencisi #kadınıgüçlendirmeprogramı #kadınınözüneyolculuğu #kadınkadınındostudur #ayurveda #tantra #taoism #ayurvedikpsikoterapi #dogalcinsellik #bilgi #bilgelik #blogyazısı